Hırka-i Şerif Camii Tarihçesi
Hırka-i Şerif Camii; Sultan Abdülmecid, 1847-1851 yılları arasında, bugünkü camiyi inşa ettirmiştir.
Yemenli Veysel Karani (Üveys el-Karani) kör olan annesine bakmakta iken, Peygamber Efendimizi görmek için annesinden izin alıp Medine’ye gelir.
Adres:
Hırkai Şerif Mh. 34091 Fatih/İstanbul
Koordinat:
41.022188,28.941540
Enlem: 41°1’19.88¨N (41.022188)
Boylam: 28°56’29.54¨E (28.94154)
Yapılış Tarihi: 1847-1851
Yaptıran: Sultan Abdülmecid
Minare: 2
Ancak peygamberi bulamayınca beklemeden annesine döner. Bu durumu öğrenen Peygamber, hırkasının Veysel Karani’ye verilmesini vasiyet eder. Nitekim vefatından beş yıl sonra hırka, Veysel Karani’ye verilir.
Osmanlı Padişahı Sultan 1. Ahmet, 1611 yılında hayatta olan Üveys ailesini Hırka-i Şerif ile birlikte İstanbul’a getirtip bir eve yerleştirir. Hırka-i Şerif’in de ziyaretini sağlar.
Sultan Abdülmecid ise, 1847-1851 yılları arasında, bugünkü camiyi inşa ettirmiştir.
Hırka-i Şerif Camii‘ye kıble tarafından bitişik hırka dairesi ve cami civarındaki muhafızlar binası (şimdiki Hırka-i Şerif İlköğretim Okulu) ile Karani ailesine verilen konaktan ibarettir. Yapıların mimarının Balyan ailesinden biri (Garabet Amira Balyan) olduğu tahmin edilmektedir. Hırka-i Şerif Camii ve hırka dairesi, ampir ve rokoko süsleme unsurları ve mimarisi karışımı olan eklektik stildedir.
Çevre duvarları moloz taşla, kapılar ve caminin duvarları kesme küfeki taşla örülmüştür.
Hırka-i Şerif Camii avlusuna, abidevi görünümünde üç kapı ile girilir. Avluya girildiğinde sağda eski Hırka-i Şerif Odası, bunun arkasında görevlilerin odaları ve abdest mahalli bulunur.
Üstünde Abdülmecid’in tuğrası olan büyük bir kapıdan, önce birbiri ile bağlantılı iki giriş holüne, sonra da harime (büyük salona) girilir. Harim, sekizgen prizma biçiminde ve iki kat yüksekliğindedir. Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü, beyaz mermer ve kırmızı breş taşıyla yapılmıştır. Mihrap ve minber barok ve ampir üsluplarının bir sentezini göstermektedir. Vaaz kürsüsü eklektik tarzında ve kupa biçimindedir. Mihrabın en ilginç ayrıntısı, mukarnası taklit eden dolgusudur. Minberin korkuluğundaki zencirek motifi ile kapı alınlığındaki madalyon da dikkat çekicidir. Pencereler kartonpiyer kasnak içerisinde ve yerden itibaren dört metre kadar yükseklikte olup, üzerileri ovaldir. Sekizgen caminin her duvarında bir pencere vardır. Harimi çevreleyen kirişlerden sonra, her pencerenin üst kısmında, yarım daire birer pencere daha bulunmaktadır. Konsollar arasında Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin ayet panoları bulunmaktadır. Sekiz pencereli kasnak üzerindeki kubbe, neo-klasik üslupta ve on bir buçuk metre çapındadır. Kubbe ve tonozları tuğla ile örülmüş olup, üzeri kurşun kaplıdır.