Ortaköy Camii Tarihçesi
Ortaköy Camii, Sultan Abdülmecid tarafından 1853’te yaptırılmıştır. Yapının giriş kapısı üzerinde ki kitabede Sultan Abdülmecid’in tuğrası ile birlikte caminin bitirilişini belirten bu tarih yazılıdır. Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinmektedir.
Ortaköy Camii, Dolmabahçe Sarayı’nın yapıldığı ve kentin anıtsal dokusunun Boğaziçi’ne doğru uzandığı yıllarda, bu açılışı simgeleyen yapımlardan biri olarak gerçekleştirilmiştir.
Caminin bulunduğu yerde daha önce Vezir İbrahim Paşa’nın damadı Mahmud Ağa’nın yaptırdığı mescit bulunmaktadır. 1271’de yapılan mescidin, Mahmud Ağa’nın Patrona Halil Ayaklanması’nda ölümünden sonra yıkıldığı tahmin edilmektedir. Hadika’daki tanımdan ilk mescidin çatılı veya manastır tonozlu olduğu anlaşılmaktadır.
Adres:
Mecidiye Mh.
34347 Beşiktaş/İstanbul
Koordinat:
41.047195, 29.026937
Enlem: 41°2′50.68″N (41.047412)
Boylam: 29°1′36.32″E (29.026755)
Yapılış Tarihi: 1853
Yaptıran: Sultan Abdülmecid
Tadilat: 2014
Mimar: Nigoğos Balyan
Mimari: Barok
Minare: 2
Dere ile denizin kesiştiği yerde bulunan Ortaköy Camii, Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinmektedir.
Ortaköy Camii, Mahmud Ağa’nın damadı Keyhüda Divitdar Mehmet Ağa tarafından 1740 yıllarda (1163/1749) yenilendiği tahmin edilmektedir. Hadika, Mehmed Kethüda’nın yaptırdığı caminin “bir şerefeli minare ve mahfel-i hümayun ve bütün levazımatıyla sahil-i hümayun ve büyün levazımatıyla sahil-i deryada inşa” edildiğini belirtmektedir. 1810’lardaki bostancıbaşı defterlerinde de eser “Mehmed Kethüda Cami-i Şerifi” olarak kayıtlıdır.
Günümüzdeki cami, Sultan Abdülmecid tarafından 1853’te yaptırılmıştır. Yapının giriş kapısı üzerinde ki kitabede
Sultan Abdülmecid’in tuğrası ile birlikte caminin bitirilişini belirten bu tarih yazılıdır. Caminin mimari Nigoğos Balyan’dır. 1894 depreminde önemli ölçüde zarar gören caminin minarelerinin petek ve külah bölümleri yeniden yapılmıştır. Ortaköy Camii, statik açıdan oldukça narin yapılardandır. 1862, 1866 ve 1909 onarımlarından sonra Ortaköy Deresi yatağı üzerindeki temellerin yeterli stabiliteye sahip olmadığı ve yapının göçmek üzere olduğu anlaşıldığından cami 1960’larda önemli bir onarımdan geçmiştir. 20 metre derinlikteki sağlam zeminde inşa edilen fore kazıklarla temelin takviyesine girilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü önemli bir yenileme projesi olarak bilinen bu çalışmalarda 64 fore kazık cami beden duvarları boyunca karşılıklı olarak kullanılmış, 80 ton çimento şerbeti enjekte edilerek zemin takviye edilmiştir. Yapının duvar araları oyularak içinden demir putreller geçirilmiş, askıya alınan kubbe sökülerek yerine özgün kubbe formunu elde etmek üzere biri içeride diğeri dışarıda iki ince betonarme kabuk yapılıp yenilenmiştir.
Ortaköy Camii bu büyük restorasyondan sonra 1984’te büyük bir yangın geçirince yeniden onarılmıştır. Özetle caminin özgün parçaları büyük ölçüde yenilenip değiştirilse de, Boğaziçi girişindeki eşsiz konumuyla İstanbul’un mimari mirasının yapıtaşlarından biri olmayı sürdürmektedir. Cami, 19. yüzyıl Selatin camilerinin tümünde olduğu gibi, iki bölümden, asıl ibadet mekanı olan harim bölümü ile girişin önünde yer alan hünkar kasrından oluşmaktadır. Her iki bölümün meydana getirdiği kompozisyon kuzey-güney aksına göre, batıdaki hünkar girişi dışında simetriktir. İki ayrı bölümün birlikte yer aldığı doğu ve batı cephelerinde de harim ve hünkar bölümleri ölçü olarak birbirine eşittir. Bu, Ortaköy Camii’ni diğerlerinden ayıran ve iki bölümün entegrasyonunu veya eşitliğini ifade eden bir ölçülendirmedir.
Yapıda cami görevlilerine ait lojmanlar, abdest alma yerleri, tuvaletler mevcuttur. Bir imam ve iki müezzinin görev yapmaktadır. Bayanların namaz kılmaları için de bir bölüm yer almaktadır.