Anasayfa » Yahya Efendi Camii ve Türbesi
Yahya Efendi Camii - Yahya Efendi Mosque
Yahya Efendi Camii - Yahya Efendi Mosque

Yahya Efendi Camii ve Türbesi

Yahya Efendi Camii

Yahya Efendi Camii‘nin banisi, 16. yüzyıl ileri gelen alim, fazıl, şair, tabip ve mutasavvıf ile aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşi olan Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi’dir. 1538 tarihinde inşa edilmeye başlanmıştır. Çırağan Sarayı’nın arkasındaki yamaçta, Yıldız Korusunun girişinin Ortaköy tarafındadır. Yıldız sırtlarının sahile kadar uzandığı bu külliye, cami, tevhidhane ve tekkeden oluşmaktadır.





Adres:
Yıldız Mah.
Çırağan Cad./ yahya Efendi Sk No:2 Başiktaş/Istanbul

Koordinat:
41.046223, 29.017294
Enlem: 41°2′46.4″N (41.046223)
Boylam: 29°1′2.26″E (29.017294)

Yapılış Tarihi: 1538

Yaptıran: Yahya Efendi

Minare: 1

Yahya Efendi Camii dikdörtgen planlı, kagir ve ahşap kubbeden oluşmaktadır. Minaresi olmayan yapının mimarı bilinmemektedir. Yaklaşık 400 metrekare olan caminin, iç alanı 200 metrekaredir. Konumu ve manzara hakimiyeti açısından, İstanbul’da benzerleri içinde farklı bir yere sahiptir.

Şeyh Yahya Efendi adına inşa edilen caminin yapım tarihi, çeşmesindeki kitabeden anlaşılmaktadır. Kitabedeki Yahya Efendiye ait beyit, ebcet hesabıyla h. 945 (1538) tarihini vermektedir:

Avlusu bulunmayan caminin, Şeyh Yahya Efendi’nin yaptırmış olduğu çeşme bulunmaktadır. Çeşme, Hacı Mahmut Efendi tarafından 1903 tarihinde tamir ettirilmiştir.

Hacı Mahmut Efendi’nin 1901 tarihinde, hazirenin giriş kapısının sağ tarafına kütüphane yaptırmıştır. Kütüphanede zamanla 7.529’a ulaşan eserler günümüzde, Süleymaniye Kütüphanesinde muhafaza edilmektedir.

Caminin giriş kapısına, hazireye açılan büyük bir kapıdan ulaşılır. Sultan 2. Abdülhamit, giriş kapısının sağına bir çeşme bulunmaktadır. Çeşmenin üzerinde 2. Abdülhamit’in tuğrası, tuğranın altında ise 1906 tarihi yazmaktadır. Tarihin hemen yanında “Hamidiye Çeşmesi” ibaresi yazılıdır.

Camekanlı ahşap bir kapıdan cami ve türbeye giriş yapılmaktadır. Bu kapının üzerinde ise “Edep Ya Hu”, altında da “Eline, diline, nefsine dikkat et” yazısı vardır. Caminin giriş kapısından geçilen koridorun duvarları Kütahya çinileriyle, tavanı basit ahşap kaplıdır. Koridorun tam karşısında abdest muslukları mevcuttur. Sultan 2. Mahmut’un 1812 tarihli tuğrası yer almaktadır.

Şeyh Yahya Efendi Camii‘nde cami, tekke ve türbe iç içe olduğundan, klasik Osmanlı cami mimarı tarzındaki son cemaat teri bu camide bulunmamaktadır. Türbenin devamında üst katta bulunan hünkar mahfiline girişi sağlayan kapı bulunmaktadır.

Yahya Efendi Camii‘nin, hünkar mahfili, kadınlar mahfili ve müezzin mahfili bulunmaktadır. Hünkar mahfili ve kadınlar mahfili ahşap panjur ile örtülü ve üzerleri beşik çatıyla kapatılmıştır.. Mihrabı mermer, minberi ile vaaz kürsüsü sade ahşaptır.
Yahya Efendi’nin türbesinin yanı sıra;
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Raziye Sultan,
Sultan 2. Abdülhamit’in kızı Hatice Sultan,
Şeyh Mehmet Nuri Şemsettin Efendi,
Şeyh Hasan Efendi,
Şeyh Yahya Efendi’nin eşi Şerife Hatun’un sandukaları burada bulunmaktadır.

Şeyh Yahya Efendi’nin torunlarına, saray ve haneden mensuplarına, devrin önde gelen kişilerine, türbedarlara ve müritlere ait mezarlar, içeride ve dışarıda yer almaktadır.

Yahya Efendi

16. Yüzyılın en önemli alim, şair ve mutasavvıflarından olan Şeyh Yahya Efendi, 1945 yılında Trabzon’da Dünyaya gelmiştir. Amasyalı Ömer Efendi ile Trabzonlu Afife Hatun’un oğludur. Babası Ömer Efendi uzun zaman Trabzon’da kadılık yapmıştır. O sıralarda Trabzon’da vali olarak bulunan Osmanlı tahtının varisi Şehzade Selim’in de aynı dönemlerde bir oğlu olmuştu: Süleyman.

Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın sütü kesildiğinden onu, Ömer Efendi’nin eşi Afife Hatun emzirmiş, böylelikle Yahya Efendi ve sonraki dönemin muhteşem Süleyman’ı sütkardeşi olmuştur. Trabzon’daki çeşitli hocalardan dersler alan Yahya Efendi, 7 yıllık eğitiminin ardından İstanbul’a gelerek, kalan eğitimini burada sürdürmüştür. O sıralarda Şeyhülislam olan Zenbili Ali Efendi’nin sohbetlerine katılmış ve onun ölümünün ardından da Canbaziye Medresesi’ne Müderris olmuştur. Bu deneyiminin ardından bazı medreselerde daha çalışan Yahya Efendi, şehrin ilk yükseköğretim kumru olan Sahn-ı Seman Medresesinde 1553 yılında Müderrislik yapmaya başlamıştır. İslami ilimler dışında tıp ve geometri dallarında da söz sahibi olmuştur. Bu görevi saray’daki bir çekişmeye kadar sürdürmüştür. Kanuni Sultan Süleyman’ın, Şehzade Mustafa’yı öldürtüp, Mahidevran Sultan’ı da saray’dan uzaklaştırması üzerine Yahya Efendi, Sultan Süleyman’dan Mahidevran Sultan’a merhamet etmesi için ona bir mektup yazmıştır. Bu isteğe kızan Sultan Süleyman, Yahya Efendi’nin Müderrislik görevine son vermiştir.

Emekliliği ile birlikte Beşiktaş’a yerleşen Yahya Efendi deniz kenarında kendisine bir bahçe satın almıştır. Kendisi için ev yaptırmıştır. Evin etrafına hamam ve orada barınılacak yer ve yol üzerine çeşme yaptırarak adını verdiği bir külliye meydana getirmiştir. Yaptırdığı yapıların hizmete devam etmesi için Vakıflar Kuran Şeyh Yahya Efendi, önemli geliş kaynakları sağladı. Askeri ve mülki erkan, tüccarlar ve özellikle gemiciler, Yahya Efendi’nin yaşadığı tekkesini ziyaret ederler, hediye ve adak gönderirlerdi. Ziyaretçilerine bol ikramda bulunan Yahya Efendi, gelen adak ve hediyeleri çeşitli yerlerde mescid, medrese, hamam gibi binalar inşa etmek ve bahçe bakımı işleri için kullanmıştır. Öyle ki, ilerleyen yıllarda yaşadığı Beşiktaş’ı güzelleştirmek için çeşitli imar faaliyetleri ve ağaçlandırma çalışmaları yürüterek, bu amaçla hizmet için kendi adına bir vakıf kurmuştur.

Ayrıca Yahya Efendi, İstanbullu denizcilerin inanışına göre Boğaz’ın dört manevi bekçisinden biridir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir