Nuruosmaniye Camii Tarihçesi
Nuruosmaniye Camii, Sultan 1. Mahmut 1748 yılında inşaatını başlatmıştır. Ancak kendisinin erken vefatı dolayısıyla padişah olan kardeşi 3. Osman zamanında, sadrazam Mehmet Said Paşa’nın gayretiyle ve Simeon Kalfa yönetiminde, külliye 1755 sonunda tamamlanmıştır.
Kapalıçarşı’nın Nuruosmaniye çıkışında yer almaktadır. İstanbul’un yedi tepesinden ikincisinde bulunmaktadır. Caminin bulunduğu yerde daha önce Hoca Sadettin Efendi’nin eşi Fatma Hatun’un mescidi vardı.
Adres:
Mollafenari Mahallesi 34120 Fatih/İstanbul
Koordinat:
41.010605,28.970786
Enlem: 41°0’38.18¨N (41.010605)
Boylam: 28°58’14.83¨E (28.970786)
Yapılış Tarihi:
1748 – 1755
Yaptıran: Sultan 1. Mahmut – Sultan 3. Osman
Mimar: Mustafa Ağa, Simon Kalfa
Mimari: Osmanlı Barok Mimari
Minare: 2
Cami, hünkar kasrı, çeşme, kütüphane, iki sebil, medrese, türbe, aşhane ve dükkanlardan ibaret olan külliye, klasik dönem selatin külliyelerinden çok farklı düşünülmüştür. Külliye adının, 3. Osman’dan veya cami içindeki ışıktan kaynaklandığı söylenmiştir. Nuruosmaniye Camii adı “ Osmanlı’nın Nuru “ anlamına gelmekteydi.
Nuruosmaniye Camii, Avrupa’nın barok mimari üslubu, Osmanlı sanatına uydurularak (bir nevi Osmanlı barok sistemi) tatbiki ile inşa edilmiştir. Bu da, Osmanlı mimarisinde büyük bir değişikliğin başlangıcı olmuş, dünya mimarisinde de eşi olmayan bir barok anıt meydana getirmiştir. Ayrıca alışılmış Osmanlı mimarisindeki Türk motiflerinden vazgeçilmiştir. Sivri kemer yerine, yuvarlak bir form kullanılmış, yan duvar revakları dantel gibi şekillenmiştir. Renkli vitray pencereler ve mihrap duvarında yarım daire şekli ve kiliselere benzeyen mihrap çıkıntısı ile taş işçiliğindeki barok oylumlar büyük bir devrim yapmıştır. İstanbul’da inşa edilmiş ilk barok özelliğini taşımaktadır.
Avluya doğu ve batı yönünde yuvarlak kemerli iki kapıdan girilmektedir. Kare planlı cami, yüksek bir temelde oturduğundan, giriş kapısına iki yönden mermer merdivenlerle çıkılmaktadır. U biçimindeki son cemaat yeri, beş kubbelidir.
Nuruosmaniye Camii‘nin ana mekanı dört büyük kemerin taşıdığı tek kubbe ile örtülmüştür. Kubbe çapı 25,5 metredir. Dışarıya çıkıntılı mihrap, hem büyük kemerin altında, hem de yarım kubbeli bir mekan içindedir. Bu küçük mekanın içinde üst üste üç sıra halinde pencereler bulunmaktadır. Mihrap da, minber de mermerden yapılmıştır. Sol duvara yaslanmış ve hünkar mahfilinin yanındaki vaaz kürsüsü de mermerdendir.
Avlusunda şadırvan olmayıp, giriş kapısı sağında ve caminin yan duvarında abdest muslukları mevcuttur. Kesme taşla örülmüş yivli gövdeli iki adet minare, camiye bitişik ve ikişer şerefelidir. Külahları kurşun kaplı iken 19. yüzyıl sonlarında taş külahlar yapılmıştır. Caminin doğu tarafında, hünkar kasrına çıkışı sağlayan büyük bir rampa vardır.
Yapıda, devrin en iyi hattatları olan Eğrikapılı Rasim ve Mumcuzade Ahmet Efendi tarafından yazılmış kitabeler bulunmaktadır. Caminin iç süslemeleri de bu ustalarca yapılmıştır.