Şehzade Camii Tarihçesi
Şehzade Camii Külliye inşasına, 1543 yılında Kanuni Sultan Süleyman kendi adına başlatmıştır. Ancak çok sevdiği oğlu Şehzâde Mehmet’in vefat etmesi ile 1548 yılında tamamlanan külliyeye onun adını vermiştir.
Mimar Sinan’ın eseri olan külliye, eski yeniçeri odalarının bulunduğu araziye yapılmıştır ve cami, medrese, tabhane, sıbyan mektebi, ahır, imaret, dükkanlar ve türbeden ibarettir.
Adres:
Kalenderhane Mh.
34134 Fatih/İstanbul
Koordinat:
41.013830, 28.957130
Enlem: 41°0′49.79″N (41.01383)
Boylam: 28°57′25.67″E (28.95713)
Yapılış Tarihi: 1543 – 1548
Yaptıran: Kanuni Sultan Süleyman
Mimar: Mimar Sinan
Mimari: Osmanlı
Minare: 2
Kare planlı Şehzade Camii’nin üzeri, yarım küre şeklinde büyük bir kubbe ve bunun etrafında dört yarım kubbeyle örtülmüştür. Böylece kemerlerin açılması önlenmiştir. Bütün kubbeler dört büyük fil ayağı üzerine oturtulmuştur. Kubbenin zeminden yüksekliği 37 metre, çapı 19 metredir. Camiye kademe kademe yükseklik verilmiştir. Yan galerileri (mahfilleri) olmadığından mekan daha fazla bütünlük kazanmıştır. Sadece müezzin ve hünkar için küçük birer üst mahfil vardır. Mihrap, minber ve müezzin mahfili mermerdendir. Işığı önleyen mahfillerin olmayışı ve bol pencereleri sayesinde çok aydınlık bir görünüm kazanmıştır.
İç bezemede çok renklilik vurgulanmıştır. Çini kullanılmamıştır. Bitkisel figürler camide çok işlendiği gibi, bu görüntü minarelere de yansımıştır. Gövdesinde çiçek motifleri olan iki minare de ikişer şerefelidir. Dış minarede ilk defa masif duvarların yerine revak kullanılmıştır.
Şehzade Camii avlusu, 12 sütuna dayanan, büyüklükleri aynı olan 16 kubbe ile çevrilmiştir. Avlu merkezinde bulunan fötr şapka biçimindeki sekiz köşeli şadırvanın kubbeleri, caminin köşe kubbeleri ile aynı büyüklüktedir. Bu yüzden bu avlu, “en dengeli avlu” şeklinde anılır. Büyük dış avlunun, altı kapısı vardır.
Medrese dış avlunun kuzeydoğu duvarını oluşturur. Bir dershane ve yirmi odası vardır. Halen kız yurdu olarak kullanılmaktadır.
Tabhane, iki eşit bağımsız bölümden oluşmaktadır. Dış avludan tabhaneye giriş verilmiştir. Dört oda ve salondan ibaret olup hepsi kubbelidir. Tabhane halen Vefa Lisesi’nin laboratuvarı olarak kullanılmaktadır.
Külliyedeki türbelere bakacak olursak, Şehzade Mehmet’in tek kubbeli olan türbesi, Osmanlı mimarlığının en güzel türbe yapılarından birisidir. Bahçeye, sonraki yıllarda Rüstem Paşa, Şehzade Mahmut, Şeyhülislam Bostanzade Mehmet Efendi ve İbrahim Paşa’ya ait türbeler inşa edilmiştir.
Camiden başlayarak Beyazıt istikametinde ve caddenin iki tarafında yapılan dükkanlar ise üstü açık revaklı çarşılar oluşturmuştur. Günümüzde bu görüntü kaybolmuştur.
Bahçedeki bir çınarın altında bulunan ve Çınarlı Kabir olarak adlandırılan kabrin, İstanbul kuşatmasında “Tabi” çalarak askere gayret verirken şehit olan bir sahabeye ait olduğu rivayet edilir. Bahçede ayrıca, Damat İbrahim Paşa sebili karşısındaki dış duvar köşesinde, gömülü yeşil yuvarlak mermer bulunur. Yeşil Mermer’in, İstanbul’un merkezi burası addedildiği için yapıldığı anlatılır.
Mimar Sinan’ın, 54 yaşında inşa ettiği Şehzade Camii’ne mütevazi bir biçimde “Çıraklık eserimdir” dediği malumdur, oysa cami, İstanbul’un en güzel klasik yapılarından birisidir.