Şeyh Ebu’l Vefa Camii Tarihçesi
Şeyh Ebu’l Vefa Camii; Fatih Sultan Mehmet Han’ın, fetihten sonra şehri Türkleştirmek için getirdiği halk arasında Konya’dan Şeyh Musliheddin Mustafa Efendi (Şeyh Vefa) de vardı. Fatih Sultan Mehmet, ilk olarak bu zat için Vefa Lisesi’nin bahçesinin bulunduğu yerde bir ibadethane yaptırmıştır. Daha sonra, bugünkü Vefa Caddesindeki camiyi ve yanına da çifte hamam yaptırmıştır. İnşa tarihi tam olarak bilinmemekle beraber 1476 olduğu tahmin edilmektedir.
Adres:
Hacı Kadın Mh.
34134 Fatih/İstanbul
Koordinat:
41.016823, 28.959747
Enlem: 41°1′0.56″N (41.016823)
Boylam: 28°57′35.09″E (28.959747)
Yapılış Tarihi: 1476
Yaptıran: İlk Fatih Sultan Mehmet Han
Tadilat: 1994 yeniden yaptırılmıştır.
Mimari: Osmanlı
Minare: 1
Şeyh Ebu’l Vefa Camii‘nin yanına, 1481-1490 yılları arasında da 2. Beyazıt, medrese, derviş hücreleri, imaret (mutfak) ve kütüphane yaptırarak burayı bir külliye haline dönüştürmüştür. 1490 yılında şeyhin ölümü ile kabri üzerine türbesi yaptırılmıştır.
Yıllar içerisinde külliyede tamirler yapılmış, cami görevlileri için lojman eklenmiştir. 1758 yılında tamir görmüş, 1782 yılında ise medrese ve derviş hücreleri yanmış, yanan bölümler ise 1785 yılında I. Abdülhamid tarafından tamir ettirilmiştir.
1909 yılındaki yangın ile külliye büyük zarar görmüştür. Çok harap vaziyette kalan cami, yeniden yaptırılmak üzere 1912 yılında yıktırılmış, ancak I. Dünya Savaşı sebebiyle yaptırılmamıştır. Bu arada geçen süre içinde külliyenin diğer birimleri de bakımsızlıktan yok olmuştur. Geriye yalnız Şeyh Vefa’nın türbesi ve çilehanesi kalmıştır.
Şeyh Ebu’l Vefa Camii, 1994 yılında, Vakıflar İdaresi’nce aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Dıştan dışa 27×15 m. ölçülerinde olan caminin duvarları tuğla ile örülmüştür. Ortada sekizgen kasnak üzerinde 11 m. çapında bir kubbe, yanlarda aynı çapta iki yarım kubbe bulunmaktadır. Bu kubbeler arasına yuvarlak kemerler yapılmıştır. Sekizgen planlı mihrap, yarım bir kubbe ile örtülü olarak tamamen dışarıya taşmıştır. Bu çıkıntı üzerinde mihrabın iki yanında birer pencere bulunmaktadır.
Batı duvarının kuzey tarafından minareye geçilen bir kapı bulunur. Ayrıca, mihrap oyuğunda çilehaneye geçilen bir kapı vardır. Cami giriş kapısının bulunduğu duvar boyunca, fazla büyük olmayan ahşap üst mahfil bulunur. Mahfili, altı adet ahşap direk taşımaktadır. Kürsü mihrap ve minber tamamen mermerden yapılmıştır. Minberin külahı ahşaptır.
Son cemaat yeri beş aralıklı ve altı mermer sütunludur. Üzerinde 4 metre çapında bir kubbesi bulunur. Açıklıklar arası, demir çerçeve ve camla kapatılmıştır. Caminin kuzey batı köşesindeki minarenin şerefesi de, külahı da taştan yapılmıştır.
Avludan iki ayrı sokağa kapısı bulunur.
Netice olarak çok şık bir cami olup, türbe ve çilehanesi ile sık ziyaret edilen bir mekandır.
Şeyh Vefa Muslihiddin Efendi, Mevlana Celaleddin soyundan olup, Konyalı’dır. Şair ve dönemin ünlü bilginlerindendir. Dar ve basık çilehanesinde çok sade bir hayat yaşamıştır.