Sultan Ahmet Camii Tarihçesi
Sultan Ahmet Camii Külliye olarak, 17. Yüzyıl başında Padişah 1. Ahmet tarafından Mimar Sinan’ın öğrencisi mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırılmıştır.
Caminin yeri; ahşap konaklar, yedi adet saray ve Kadiri tekkesi istimlak edilerek açılmıştır.
Adres:
At Meydanı Caddesi, Sultanahmet Mahallesi 34122 Fatih / İstanbulKoordinat:
41.005929,28.976108
Enlem: 41°0’21.34¨N (41.005929)
Boylam: 28°58’33.99¨E (28.976108)
Yapılış Tarihi: 1610
Yaptıran: Sultan 1. Ahmet
Tadilat: 1980
Mimar: Sedefkar Mehmet Ağa
Mimari: Osmanlı
Minare: 6
Kaç m²: 2650 m²
Kaç kişilik: 70000
Sultan Ahmet Camii‘nin temel atma merasimi 1610’da yapılmış ve Şeyhülislam Mehmet Efendi, Aziz Mahmut Hüdai Efendi Sadrazam Davut Paşa ile devlet erkanı hazır bulunmuştur. 19 yaşındaki padişah, halen Topkapı sarayında sergilenmekte olan kadife saplı kazma ile çalışmış, eteğinde toprak taşımıştır. Bu taşıma işini de haftada bir tekrar etmiştir. Avlusu dahil kapasitesi 70.000 olan caminin açılışı, 1617’de Cuma günü yapılmıştır.
Sultan Ahmet Camii uzunca bir süre cuma günleri Topkapı Sarayı’ndakilerin ibadetlerini gerçekleştirdiği mekan olmuş, Ayasofya’nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, bir kez daha İstanbul’un ana camisi konumuna gelmiştir.
Altı adet minaresi, iç mekânı kaplayan 20000 adet mavi-beyaz İznik çinisi, altın sarısı Kur’an yazıları, kızıl halılar ile göz kamaştıran Sultan Ahmet Camii yabancılar tarafından “/Blue Mosque/Mavi Camii” denilmektedir. Süslemeler, sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır.
Ana ve yan kubbeler, geniş sivri kemerlerin dayandığı dört iri sütun üzerinde yükselir. Ana kubbesinin dört yanını kaplayan yarım kubbeler, dört yapraklı bir yonca formu oluşturur. Geometri motifli minber, altın yazılıdır.
Külliye; Sultan Ahmet Camii, hünkar kasrı, türbe, medrese, sıbyan mektebi, darüşşifa, hamam, çeşme, sebil, imaret vs. olarak yapılmıştır. Ama günümüzde cami, medrese ve türbe ulaşmıştır. İmaret ise, Sokullu Mehmet Paşa yokuşunun başında kalmıştır. Dört sebili ise yıkılarak yerine, şimdiki teknik lise yaptırılmıştır.
Caminin ibadethane bölümü 64×72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir. Caminin içi 200 den fazla renkli camla aydınlatılmıştır. Eserin yazarları, Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubari tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturan Sultan Ahmet Camii, Türkiye’nin altı minareli ilk camisidir.
Caminin içeriye açılan üç kapısından herhangi birinden girildiğinde dış görünüşü tamamlayan boyama, çini ve vitray camlarının zengin ve renkli süslemeleriyle karşılaşılır. İç mekan büyük bir bütündür; ana ve yan kubbeler geniş sivri kemerlerin dayandığı dört iri sütun üzerinde yükselir. Caminin içini üç taraftan çevreleyen balkonların duvarları, yine İznik çinisiyle süslüdür. Bunların yukarısı ve bütün kubbe içleri ise boya işidir. Avlunun batı girişinde ise, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır. Avluya atıyla giren padişahın kordona çarpmaması için kafasını eğmesini gerekiyordu. Bu uygulama, padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylemdi.
Caminin içindeki en önemli unsur, ince işçilikle yapılmış mermer mihraptır. Mihrabın sağındaki zengin dekorlu minber, en kalabalık halinde bile herkesin imamı duyabileceği şekilde tasarlanmıştır.
Sultan Ahmet Camii’nin Hünkar mahfili ise tam bir sanat eseridir. Hünkar kasrı, camiye dışarıdan bitirilmiştir. Caminin kuzey doğusunda medrese yer almaktadır. Medresenin ortasındaki avlunun etrafında kubbeli revaklarla çevrili odaları bulunmaktadır. Açık avlu etrafını kuşatan yan bölümler 26 adet granit sütunlu olup üzerileri otuz kubbe ile örtülmüştür. Caminin hünkar mahfili zümrüt, gül ve yaldızlarla süslenmiş ve yaldızlarla işlenmiş kendi mihrabı vardır.
Sultan Ahmet Camii’nin Kuran’dan ayetler içeren hat dekorasyonlarının çoğu, zamanın en büyük hat sanatçısı Seyyid Kasım Gubari tarafından yapılmıştır. Yapıda pek çok büyük pencere olması, geniş ve ferah bir ortam hissi vermektedir. Pencerelerdeki renkli camlar, Venedik senyörü tarafından sultana hediye edilmiştir. Bu renkli camların çoğu, günümüzde sanatsal değeri olmayan modern versiyonlarıyla değiştirilmiştir.
Avlu ortasında da su içmek için kullanılan şadırvan yer almaktadır.
Orta avlunun dışında, cami yapısının iki yanındaki duvarlarında oldukça fazla abdest alma muslukları vardır. Dış avlunun güneyinde, yer altında tuvaletler bulunmaktadır.
Sultan Ahmet Camii‘inde ana mekanın dört köşesindeki minareler üçer şerefeli, avlu girişinin uçlarında daha kısa olan minareler ise ikişer şerefelidir. Altı minare imanın altı şartını, minarelerdeki toplam 14 şerefe ise, 1. Ahmet’in Osmanlı’nın on dördüncü padişahı olmasını simgelemektedir.
Bahçenin dışarıya bağlantısını sekiz adet kapı sağlar. Ancak günümüzde, Atmeydanı Caddesi’ne açılan iki, Ayasofya tarafına açılan iki kapı kullanılmaktadır.
Sultan Ahmet Camii, Marmara Denizi’nden bakıldığında, muhteşem görünüşü ile şehir siluetinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Klasik dönem üslubunda yapılmış bu nadide yapı yerli ve yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen bir eserdir.