Tercüman Yunus Camii Tarihçesi
Tercüman Yunus Camii, Kanuni Sultan Süleyman döneminin, dırağman tabir edilen saray tercümanlarından birkaç dil bilen Yunus Bey tarafından 1541 yılında külliye olarak inşaata başlanmıştır. Ancak kendisinin ölümü üzerine kardeşi Mustafa Ağa tarafından tamamlanmıştır. Tasarımı, Mimar Sinan’a aittir. Dırağman Camii olarak da bilinir.

Adres:
Derviş Ali Mh.
34087 Fatih/İstanbul
Koordinat:
41.028918, 28.944001
Enlem: 41°1′44.1″N (41.028918)
Boylam: 28°56′38.4″E (28.944001)
Yapılış Tarihi: 1541
Yaptıran: Yunus Bey
Tadilat: 1985
Mimar: Mimar Sinan
Mimari: Osmanlı
Minare: 1
Külliye; cami, tekke, medrese, sıbyan mektebe, darülkurra ve derviş hücrelerinden teşekkül etmiştir. Mustafa Ağa, sonradan külliye yakınına tekke şeyhleri için lojman ve kendisine de bir ev yaptırmıştır. 1729 yılındaki Balat yangınında tekke hasar görmüş, 1730-1731 yıllarında 3. Ahmet tarafından yenilenmiştir. 1764 yılında, yine 3. Ahmet, tekkeyi yeniden yaptırmış, camiyi tamir ettirmiştir. 1783 yılında da cami ve sıbyan mektebinin onarımı, Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. 1914 yılına gelindiğinde, cami yıkılmaya yüz tutmuş olduğundan yıktırılıp, iki katlı olarak yeniden yaptırılmıştır. Ancak özgün tasarımını, kısmen de olsa kaybetmiştir.
Halveti tarikatına bağlı tekke, 1925 yılında kapatılması ile mescit olarak kullanılmıştır. Sıbyan mektebi bir ara güreş ve halter kulübü olarak, sonradan da Kur’an kursu olarak kullanılmıştır. Medrese, darülkurra ve tekkenin selamlık, harem, mutfak bölümleri ve derviş hücreleri tespit edilemeyen tarihlerde ortadan kalkmıştır. 1970’li yıllarda cami ve sıbyan mektebine, yapıların mimari özelliklerine hiç uymayan birtakım ilaveler yapılmıştır.
Tercüman Yunus Camii; kagir, dikdörtgen planlı, düz çatılı, mihrabı sade, minberi ahşap vaziyette iken, 1985 yılında cami derneği ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün müşterek çalışması ile önemli onarımlar yapılmış ve şu şekli almıştır: Set üzerinde olan yapının avlusuna, Draman Caddesi’nden uzunca ve iki yönlü beton merdivenle, yan sokaktan ise düzayak olarak girilmektedir. Altı mermer sütunlu, beş aralıklı son cemaat yeri camekanla kapatılmıştır. Burada mermer bir mihrap ve minare kapısı bulunur. Ceviz bir kapı ile harime girilir. Giriş kapısının üzerinde duvar boyunca 3 m. kadar genişliğinde beton kadınlar mahfili yer almıştır. Mahfil, üç beton direk üzerinde ve ahşap korkulukludur. Caminin bütün duvarları çini ile kaplanmıştır. Mihrap çini, minber ve kürsü ahşaptır. Dört duvar üzerinde bir büyük dört çeyrek kubbe caminin üstünü örtmektedir. Her duvarda, altlı-üstlü ikişer pencere bulunmaktadır. Alt pencerelerin etrafı mermerdendir. Harimde yedi namaz safında iki yüz kişi namaz kılabilmektedir.
Avlunun ön tarafında şadırvan, sağ tarafında iki katlı Kur’an kursu, arkada sıbyan mektebi ve Tercüman Yunus Bey ile birlikte birçok şeyh ve din adımının yattığı hazire bulunmaktadır.