Yavuz Sultan Selim Camii Tarihçesi
Yavuz Sultan Selim Camii Külliye, Kanunî Sultan Süleyman tarafından, babası Yavuz Sultan Selim hatırasına, 1519-1522 tarihleri arasında inşa ettirilmiştir.
Yavuz Sultan Selim Camii, İstanbul’un beşinci tepesine yerleşmiş olmakla, İstanbul silueti içinde kendisini görkemli şekilde ortaya koyan bir cami olmuştur. Avlu duvarının kuzeyinden başlayan Balat tarafı, uçurum gibi olduğundan bu kısım taş payandalarla desteklenmiştir.

Adres:
Balat Mh.
34083 Fatih/İstanbul
Koordinat:
41.027051, 28.950681
Enlem: 41°1′37.38″N (41.027051)
Boylam: 28°57′2.45″E (28.950681)
Yapılış Tarihi: 1519 – 1522
Yaptıran: Kanuni Sultan Süleyman
Mimar: Acem Ali olarak bilinmektedir.
Mimari: Osmanlı
Minare: 2
Bu duvar önünden; Haliç kıyıları, Galata sırtları ve Üsküdar sahilleri tamamen gözükmektedir. Bu muhteşem tepede, Bizans’ın Bonus adında bir sarayının da bulunduğu söylenir.
Yavuz Sultan Selim Camii’nin Mimarı belli değilse de Acem Ali olduğu iddia edilir. Cami, Sinan çizgisine benzediğinden, bazı kaynaklarda Sinan eseri olduğu bildirmektedir. Ancak Sinan bu tarihlerde, Sai Çelebi Tekkesi’nde zikirle meşgul bir gençtir.
Külliye: cami, türbe, sıbyan mektebi, imaret ve hamam olarak yapılmıştır. Camimin iki yanında imam ve müezzin odaları mevcuttur. Sıbyan mektebi avlu girişinin sağ köşesinde olup, halen Kur’an kursu olarak kullanılmaktadır. Yok olan imaretin yerinde de, Kız Meslek Lisesi bulunmaktadır. Hamam ise yok olmuştur.
Avluya, üç kapıdan girilir. Bunlar: Batıdaki Çarşı Kapısı, türbeler önündeki Türbe Kapısı, Haliç tarafında olan ise Kırkmerdiven Kapısı’dır.
Yavuz Sultan Selim Camii‘nin iç avlusundaki altı mermer sütunlu son cemaat yerinin etrafı açıktır. Pencerelerinin üzerinde çini panolar yer almıştır. Bu çiniler 16. yüzyıla ait az örneği olan “cuerda seca” tekniği ile yapılmıştır. Avlu revakının çiçek desenleri ile süslenmiş bir döşemesi vardır.
Kare planlı olan camiye etrafı mermer, üstü mukarnaslı taç kapı çerçevesinin ortasındaki kanatlı bir kapı ile girilmektedir. Sağ ve sol duvarlarda da giriş kapıları bulunmaktadır. Üst mahfil yoktur. Kadınlar mahfili olarak, sol taraftaki kapıdan girildiğinde görülen dört oda kullanılmaktadır. Harimde, ana kapının üzerinde küçük bir balkon ve sağ köşede imam odası bulunur. Harimi, 18 sütun üzerinde oturan, 24,5 m. çapında ve 33 m. yüksekteki yirmi dört pencereli tek bir kubbe örtmektedir. Kubbenin ağırlığı, duvarlara gömülmüş kemerlere yüklenmiştir. Kubbenin etrafında yardımcı kubbeler yoktur. Süsleme motifleri fazla değildir. Cami, çok pencereli oluşuyla aydınlık bir görünüme kavuşmuştur. Pencereler üzerindeki kemerler içinde yer alan çini panolar, özgün bezemeden kalmadır.
Yavuz Sultan Selim Camii‘nin, mihrap ve minber mermerden yapılmıştır. Mihrap ve minber sade ve klasik üsluptadır. Sağ tarafta altı sütun üzerinde müezzin mahfili bulunmaktadır. Solda ise, sekiz mermer sütun üzerindeki sultan mahfili; kemerli, alt tavanı çok renkli nefis kalem işleri ile süslüdür. Kürsü ahşap ve işlemelidir. Ahşap kapı kanatları ile pencere kapakları fildişi ve sedeflerle bezenmiştir. Sivri kemerli pencere alınlıkları zarif çinilerle kaplıdır.
Yavuz Sultan Selim Camii tamamen küfeki taşından inşa edilmiştir. Avlu on sekiz sütunlu yirmi kubbeli revaklarla çevrilidir. Ortada sekiz köşeli, sekiz sütunlu, saçaklı ve kubbeli şadırvan bulunmaktadır. Kare kaideli, çokgen gövdeli, 38 m. yüksekliğinde, tek şerefel’ı iki minaresi vardır. Minareler, avlu köşelerinde yapılmakla, cami kütlesi ile bütünleşmiştir. Giriş kapısının yanındaki duvarda, güneş saati bulunmaktadır.
Yavuz Sultan Selim Camii, 1930 ve 1962 yıllarında restore edilmiştir. Son olarak 2006, Eylül ayında büyük bir onarıma girmiş, 2010, Şubat ayında törenle tekrar ibadete açılmıştır.
Ana kütlenin ön sağ ve solunda, ona bitişik dokuzar birimden oluşan tabhaneler küçük kubbelerle örtülmüştür. Bağımsız girişleri olan tabhanelerine ait eyvanların ve köşe odalarının cami içine açılması, bu camiye özgü bir uygulamadır.
Yavuz Sultan Selim Camii‘nin güney tarafında üç türbe bulunmaktadır. Kıble yönündeki hazirede, sekizgen köşeli tek kubbeli, klasik ölçülerde olanı Yavuz Sultan Selim’e aittir. Sedef kakma kapısı, dönemin en güzel örneklerindendir. Girişin iki tarafında, saçak altına kadar erken İznik çinileriyle yapmış panolar bulunmaktadır. Yavuz’un Mısır seferine giderken hocası İbni Kemal’in atının ayağından sıçrayan çamurlu beyaz kaftan sandukanın başucunda asılıdır. Selim’in türbesinin yanında iki türbe daha vardır. Bunlardan sekizgen planlı olanı Kanunî’nin küçük yaşta ölen şehzadeleri ve kızlarına aittir. Altı köşeli diğer türbede ise, 1861 yılında ölen Sultan Abdülmecid ve oğullarının sandukaları yer almaktadır.
Sıbyan Mektebi; batıdaki avlu girişinde, tek kubbeli ve revaklı olarak inşa edilmiştir. Sonradan bir kitaplığa dönüştürülen yapı, cami ve türbeler ile birlikte külliyeden kalan son birimdir. 1918 yangınında çok zarar görmüş, 1960’h yıllarda restore edilmiştir.
1894 yılındaki depremde yıkılmış olan imaret binasının arsası üzerine, Mimar Kemaleddin Bey tarafından Darülhilafe Medresesi yapılmıştır. Burası sonradan kız lisesi haline getirilmiştir.
Hamam, 1894 depreminde olsa gerek yıkılmış, sonraki yıllarda yerine karakol binası inşa edilmiştir.